OBSESİF KOMPULSİF BOZUKLUK
Kuşku/Şüphe Obsesyonları
Gündelik hayat içerisinde pek çok kez emin olamadığımız durumlar oluşmaktadır. Bu durum rahatsızlık verici olmakta ve emin olma isteği oluşturabilmektedir. Bazı insanlar içlerinde oluşan bu emin olma isteğine karşı kayıtsız kalırken, bazıları emin olma isteğinin peşinden giderler. Şüphe obsesyonlarında “emin olamama hali” ön planda olmaktadır. Bireyler yaptıkları işleri tam olarak yapıp yapamadıklarından emin olamazlar ve tam olarak yapamadım endişesi taşırlar. Aynı şekilde bir işi doğru olarak yaptıklarından da emin olamayabilirler. Bir başka deyişle akıllarına olan güvenlerini kaybederler. Şüphe içeren düşünceler, “ya yapamadıysam”, “acaba olmadı mı” “ya şöyle olduysa” “tam olmadı mı ki” gibi örneklendirilebilir. Tüm zaman ve enerjilerini emin olmaya ve hiçbir belirsizliğin olmamasına harcarlar. Birey hiçbir zaman emin olamayacağı bir şey için deliller arayabilir. Emin olmak için delil aradıkça bir sonraki delile ihtiyaç duyar. Emin olma çabasını veya isteğini sürdürdükçe kuşkuları beslendiği için artar. Dolayısıyla emin olma isteği hastalığı körükleyen, besleyen bir arzudur. Sonunda hiçbir zaman emin olamayacağı bir konu için delil toplamaya devam eder. Sürekli kuşku içerisinde olma hali yaşamın çeşitli alanlarına da yansıyabilmektedir. Dolayısıyla kişinin ve etrafındaki insanların yaşam kalitesi ve yaşam doyumu oldukça olumsuz etkilenmektedir. Ayrıca kişi emin olamamanın vermiş olduğu rahatsızlıkla tetiklenen kontrol etme, onay alma davranışlarına başvurur. Örneğin kapıyı tekrar tekrar kilitleme, doğru bir davranışta bulunup bulunmadığını sürekli başkalarına teyit ettirme davranışları sergileyebilir. Hayat pek çok belirsizlikle doludur. Belirsizliklerin ortadan kalması, her şeyin net ve kesin olması gibi bir durum neredeyse mümkün değildir. Bu nedenlerden dolayı belirsizlik gibi görünen durumlara katlanmak bu sorunu çözebilir. Kişi gerektiğinde emin olmadan yaşayabilmeli. Böylelikle emin olma çabası ile geçirdiği vakti daha verimli kullanabilir.
